"Vesayetçi Sarı Sendika Olmadık"

DİN-BİR-SEN GENEL BAŞKANI LÜTFİ ŞENOCAK İLE RÖPORTAJ

Diyanet İş Kolunda sendikal faaliyette bulunan 13 sendika var. Sendikalar kendi aralarında anlaşma sağlayamadıkları gibi, üyeleri arasında da çeşitli anlaşmazlıklar olduğu iddia ediliyor. Sendikalardan kimi camiada boşluk olduğunu düşünüyor, kimi hükümete yakın duruyor, kimi başka fikir ve düşünce aksiyonlarına yakın. Hiç şüphe yok ki bu sendikaların tamamı ‘en iyi olduklarını’ iddia ediyorlar. Bu sendikalardan biri var ki Hükümeti desteklerken, aynı zamanda eleştirmekten de çekinmedi. Yine diyanet’i hem kurumsal olarak hem de hizmet bazında desteklerken, hiç çekinmeden en çok eleştiren sendikalardan biri oldu. Gündemi takip eden, basın açıklamalarıyla gündeme sıcak damgasını vuran bir sendika. Evet, Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikasından söz ediyoruz. Genel Başkan Lütfi Şenocak ile sizler için dobra dobra bir söyleşi yaptık. Din-Bir-Sen ile ilgili bilinmeyenler ve merak ettiğiniz her şey bu söyleşide var. Buyurun birlikte tanıyalım.

DİNİHABERCİ.COM:Sayın Başkan, davaya ihanet ettiğiniz konusundaki söylentilere ne diyeceksiniz?

GENEL BAŞKAN: Hangi davaya?Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi her insanın kalbinde bir sevdiği vardır. Sempati duyduğu bir parti, bir lider vardır. Bana bu iftirayı pervasızca atanlar dönüp kendilerine baksınlar. Geçmişte içinde olduğum davada kimler kaldı? Yuvayı terk edenlerin bugün nerelerde ve hangi makamlarda olduklarına bir bakınız. Biz dün hangi çizgide isek bugünde aynı çizgideyiz. Bir değişiklik yok. Aynı yuvada aynı havayı teneffüs ediyoruz.

Davadan kasıt, Diyanet-Sen’den ayrılmam ise bunun nedenleri vardır. Bir sendikacı olarak önceliğim insandır. Bize inanan, bize güvenen ve yanımızda yer alan diyanet teşkilatı mensuplarının haklarını korumak, hukukunu gözetmek için yol ayrımına gelinmiş ise bunda en büyük etken sendikal amaca yönelik çalışmaların artık yapılamayacak noktaya gelmesidir.

Dolayısıyla bugün benim için ‘davaya ihanet etti’ diye iftira atanların kime ihanet ettiklerini diyanet teşkilatı çok iyi biliyor. Hatta 2,5 milyon memur biliyor.  Şahsımı rencide etmek, sendikayı karalamak amacıyla kasıtlı olarak yapılan söylentilerdir.

Diyanet-Sen’de hür irademizle sesimizi gür çıkaramayacağımızı anladık. Haklının yanında, hiç kimseyi ötekileştirmeden, bütün kurumlara, siyasetçilere eşit mesafede durarak çalışamayacağımızı anladık. Arkadaşlarımızla birlikte ayrıldık. Vesayetçi ve sarı sendika olmadık. Kimseye yalan söylemiyoruz. Bu nedenle Din-Bir-Sen var.

DİNİHABERCİ.COM:Din-Bir-Sen’in kuruluş öyküsünü anlatır mısınız?

GENEL BAŞKAN: Kısır tartışmalarla gündemdeki gelişmelerin ıskalandığı, içe kapanık, geçmişe takılan, ancak gelişmelerden ve teknolojiden korkan ve uzak kalmak isteyen, sivil inisiyatifin muma döndüğü, çalışanlarımızın sorunlarının görülemediği, güçlü düşünce ve fikir kadrolarının kendini kapattığı ve kendi iradeleriyle konuşamadığı bir dönemde,

Diyanet ve vakıf çalışanlarının sorunlarına karşı yeni kimlik ve yeni bir imaj getirerek, daha güçlü, söz ve karar sahibi ve ortak eylem arkadaşı, çok çalışanın daha çok kazanacağı bir diyanet düşüncesiyle,

Din eğitiminin önündeki tüm engellerin kaldırılması; buna, yeterli bilgi ve beceriye sahip olmayan din görevlileri de dâhil olmak üzere din eğitiminin yeni ve daha güçlü ve daha zengin öğretilerle öğretilmesi düşüncesiyle,

Sendikal hayata yön vermek, çalışma alanında sendikayı aktifleştirmek, çalışma hayatında bir değişim hareketi başlatmak, kendi dinamikleriyle başarıyı yakalayan bir sendika olmak, diyanet çalışanlarıyla bir bütün olarak başarıya ortak imza atmak, din görevlilerinin her alanda başarılı olabileceğini göstermek amaç ve düşüncesiyle,

Ülkemizde gerilemeye yüz tutan sendika sayısını artırmak için değil, nicelik ve nitelik yönünden sendikal hareketlere katkı sağlamak, mazlumların ve mağdurların yanında yer almak, sadece diyanet iş kolunda çalışanların değil, toplumun bütünü kapsayan bir hareket olmak amaç ve düşüncesiyle,

Özellikle diyanet teşkilatında emeğin hor görüldüğü, güçlü olanın sözünün geçtiği, sessizlerin ezildiği, hakkın her geçen gün biraz daha sömürülerek mazlumların mağdur edildiği, insanca yaşama onurunun göz ardı edildiği bir dönemde Hakk’tan yana olmak ve haklının yanında yer almak için,

Yeni düşünce, yeni fikir ve yeni bir hareket tarzı olarak ideolojiye hizmet etmeyen, insan merkezli bir sendikal anlayışın benimsendiği yeni bir hareket olarak, sendikacılığı kendi çıkarları için kullananların ağalığına son vermek için, kendi yandaşlarına ve şakşakçılara yapılan kayırmacılık düzenine son vermek için Din-Bir-Sen kurulmuştur.

DİNİHABERCİ.COM:Din-Bir-Sen dendiğinde ne anlamalıyız?

GENEL BAŞKAN: İslami değerlerin ve medeniyetin yeniden inşası için çalışan, sorun değil çözüm üreten, çatışmadan yana değil, istişareye açık, ikna yoluyla hareket eden, sendikacılığı üyelerine ve insanlığa hizmet aracı olarak kullanan, üyelerine hizmet etmeyi şiar edinmiş, atılım ve açılım ama asla geleneklerini reddetmeyen, haksızlık karşısında susmayan, mazlumun ve mağdurun hakkını arayan, mazlumun ve mağdurun yanında yer alan, söylemlerinin arkasında duran, değişen şartlara göre söylemlerini değiştirmeyen, ben değil, biz ruhuna inanan bir sendika… İşte Din-Bir-Sen böyle bir sendikadır.

DİNİHABERCİ.COM:Diğer sendikalar, sendikal faaliyetlerini tam olarak yapıyorlar mı? Ne söyleyebilirsiniz?

GENEL BAŞKAN: Her sendikanın bir yol haritası vardır. Söylemlerine baktığınız zaman bu yol haritasına göre mesaj verdiklerini görürsünüz. Bu nedenle hiçbir sendikayı rencide etmek, küçük düşürmek, aşağılamak gibi bir düşüncemiz yok, olamazda. Biz, hiçbir sendikayı kendimize rakip olarak görmüyoruz. Biz, kendimize bakıyoruz. Diğer sendikaların da yolu açık olsun, diyoruz. Ancak koltuk için ve diyanet’in gül yüzlü çalışanlarını müşteri gibi görmeden hizmet üretmelerini temenni ediyoruz.

DİNİHABERCİ.COM:Son zamanlarda Diyanet’in üzerine çok gidildi. Diyanet kutuplaştırıyor mu, ne düşünüyorsunuz?

GENEL BAŞKAN: Maalesef diyanet siyasi çekişmenin içine çekilmeye çalışıldı. Bunu doğru bulmuyoruz. Bu konuyla ilgili basın açıklamamızı yaparak diyanet’e sahip çıktık.Diyanet’in birleştirici, bütünleştirici, yardımlaşma, kardeşlik ve hoşgörü gibi unsurları bünyesinde toplayan bir özelliği var. Bu özelliği, milletin barış ve kardeşlik duyguları içinde yaşamasına vesile olur. Allah (c.c.)’ın emirleri, Peygamber (s.a.v.)’in sünneti seniyesinde buluşturmak diyanet’in görevidir. Bu görevi yerine getirirken mezheplere bakmaz. Bütün mezhepleri kendi iç dinamikleri çerçevesinde değerlendirerek hizmet etmesi gerekir. Din-Bir-Sen olarak buna inanıyoruz.

DİNİHABERCİ.COM:Diyanet İşleri Başkanlığı rotasyonu 2016 yılına kadar askıya aldı. Ne söyleyeceksiniz?

GENEL BAŞKAN: Hatırlayacağınız gibi rotasyon daha başlamadan önce bazı endişelerimiz nedeniyle karşı olduğumuzu belirttik. Bunlar; rotasyonun müftüler aracılığıyla yapılacak olması, barınma probleminin ortaya çıkacak olması, din görevlisinin motivasyonunun bozulacak olması, kayırmacılık yapılacak olması ve buna benzer endişelerdi. Nitekim rotasyon daha uygulanmaya başlar başlamaz endişelerimizde haklı olduğumuz ortaya çıktı. Hatırlanacağı gibi bir din görevlisi intihar etmek suretiyle hayatına son verirken, başka bir din görevlisi kendini yakmaya kalktı.

Geldiğimiz nokta, üzerinde çok iyi düşünülmesi gereken sonuçlar doğurmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, uzun süre aynı yerde çalışmanın hizmet etmeyi olumsuz etkilediği, heyecanı düşürdüğü, bu nedenle düzenli yer değişikliğinin hizmetin kalitesini artıracağı düşüncesiyle uygulamaya koyduğu rotasyon korku ve endişeye neden olmuştur. Diyanet, rotasyon uygulamasına başlamadan önce din görevlilerinin motivasyonunu sağlamalıydı. Endişeleri, korku ve tereddütleri gidermeliydi. 657 Sayılı D.M.K. 72’nci maddesinde; ‘Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiye’nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır.’ Der.

Adil ve hakkaniyetle yapılmayan, bazı kriterlerin göz ardı edilerek yapılan rotasyon kuruma karşı güveni azaltır, din görevlilerinde korku ve endişeye neden olur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca başlatılan rotasyon uygulamasının bugünkü geldiği nokta budur.

Daha önce yapılan bir röportajda da belirtmiştim: Halen rotasyon beklentisi içinde olan din görevlileri endişelidir. Diyanet, din görevlilerini huzursuz ederek görevlerini yapamaz hâle getirmiştir. Bu durumda din görevlilerinin verimli olması beklenemez. Din görevlilerinin okuyan çocukları uyum problemi yaşayacak. Eğitimlerinde başarısız olacaklar. Ev bulma telaşı, yeni yerinde kendisini neyin beklediğini bilememe endişesi din görevlisini verimsiz yapacak. Müftülüklerin kayırmacılık yapması, din görevlilerinin korku nedeniyle hak aramaktan vazgeçmeleri gibi sorunlar bugün yaşanmaktadır. Dolayısıyla rotasyon konusunda bugün gelinin nokta iç açıcı değil. Sendikamıza çok sayıda şikâyet geliyor. Basına yansıyan haberler ve sendikamıza gelen şikâyetlerden de anlaşılacağı üzere endişelerimizde haklı çıktık.

Rotasyonun askıya alınmasıyla ilgili gerekli basın açıklamalarımızı yaptık. Bu konunun seçim amacıyla yapılan bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu düzenleme yine haksızlığa neden olmuş ve yeni mağdurlar oluşturmuştur. Daha önce rotasyona uğrayan din görevlilerinin suçu ne? Peki, rotasyon için dilekçe veren, bu beklentiyle plan ve program yapan din görevlilerinin suçu ne? Diyanet İşleri Başkanlığının ne yapmaya çalıştığını doğrusu anlamakta zorlanıyoruz.

DİNİHABERCİ.COM:İslam coğrafyasında tam bir kaos havası var. Bunun nedenleri sizce nedir. Bu kaosun barış ortamına dönmesi mümkün mü?

GENEL BAŞKAN: Coğrafyamızda emperyalist güçlerin İslam kardeşliğini bozmaya yönelik oyunları hız kazandı. Bunun ekonomik, sosyolojik ve siyasi nedenleri var. Suriye ve Irak’ta meydana gelen çatışmalar bölgemizin güvenliğini tehdit ediyor. Bunlar İslam âleminin birliğine ve kutsal dinimize zarar veriyor.

İslam devletleri; kardeşliği, barışı ve birliği bozmaya yönelik bu eylemlere karşı uyanık olmalı ve bu oyunlara gelmemelidir. İslam coğrafyasında Alevi ve Sünni vatandaşlar arasında ilelebet sürecek bir düşmanlığın tohumları atılmak üzeredir. Buna dur denilmesi gerekiyor.

İslam coğrafyasında kaosun durdurulması mümkündür. Barış sağlanabilir. Müslümanların barış ortamında, huzurlu ve güven içinde yaşamaları sağlanabilir. İslam coğrafyasındaki tüm olumsuzlukların giderilmesi ve birliğin, beraberliğin, İslam kardeşliğinin ve hoşgörünün yerini alması için İslam Birliği’nin kurulması gerekiyor. Bölgede akan kanı ancak İslam Birliği durdurabilir.

DİNİHABERCİ.COM:Diyanet camiasında çözülemeyen sorunlar Din-Bir-Sen’i endişelendiriyor mu?

GENEL BAŞKAN: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan personelin özlük hakları, sosyal haklar, rotasyon, kadro talepleri v.b. gibi çözüm bekleyen pek çok sorun var.  Bu sorunlar zamanla tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Sendika olarak gözlemlerimizi açıklıyoruz. Görüştüğümüz din görevlileri, camiada haksızlığın, hukuksuzluğun, kayırmacılığın artış gösterdiğini söylüyorlar. Bunun da kendilerinde rahatsızlığa neden olduğunu, görevleriyle ilgili pek çok sorun olduğunu ancak çözüm bulunamadığını, belirtiyorlar. Bu nedenle mutsuz olduklarını, bunun da ileride psikolojik rahatsızlıklara yol açacağı endişesi içinde olduklarını söylüyorlar.

Din Bir-Sen olarak, camiada rahatsızlık yaratan konuları basın açıklamalarıyla duyurmuştuk. Ancak bu meselelerin çözüme kavuşturulamaması nedeniyle gerek idari hizmetlerde çalışan gerek din hizmetlerini yürüten personel başta olmak üzere ailelerini olumsuz etkiliyor. Diyanet camiasında görev yapan herkes adil yönetim istiyor. Görev mahallindeki güvenlik sorunu, farklı ücret politikası, rotasyondaki kayırmacılık gibi sorunlar huzursuzluk, korku, endişe ve tedirginlik meydana getiriyor. Bunlar aile içinde de bir takım problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Diyanet camiası, mevcut yasalar, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ile teminat altına alınmış olan insanca yaşamak hakkı, iş güvenliği hakkı, çalışma hakkı, ailenin ve sosyal hayatın korunmasına yönelik bazı hakların uygulanmasını istiyorlar. Diyanet personelinin içinde bulunduğu durum vahimdir. İş barışı ve huzurun sağlanması, işe uyumun, motivasyonun ve personel memnuniyetinin sağlanması yasal zorunluluktur. Din Bir-Sen olarak bu konularda iyileştirme çalışmalarının biran önce yapılmasını istiyoruz. Bu sorunlar camiada sıkıntıya neden oluyor. Sendika olarak diyanet camiasındaki sosyal sorunları sıkça gündeme getirmemizin nedenleri bunlardır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Menü
 
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
İletişim
Bize Ulaşın
0312 232 70 20
[email protected]
Din-Bir-Sen | Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (GMK Bulvarı) No:39 / 20-21
Maltepe Çankaya / Ankara
Tel :+90 312 232 70 20
Fax :+90 312 232 70 21
Gsm:+90 530 505 63 36

[email protected]

 

Vergi Dairesi : Mithatpaşa V.D.        Vergi Numarası : 879 062 1718
IBAN NO : TR56 0001 0004 7152 5286 9150 01


 

© 2012 Tüm Hakları Saklıdır
Tasarım & Yazılım :
Networkbil.net