MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın Hisarcık ilçesinde açılışı yapılacak olan parti seçim bürosuna dua okumak için imamın gelmediği gerekçesiyle iftira ve beddualı sözlerine sert tepki gösteren Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, imamlar hiçbir partinin maşası ya da uşağı değildir. İmamlar milletin rehberidir. Gece gündüz görevini özverili bir şekilde yapan imamlarımız bu hakaretleri hak etmiyorlar, dedi.
Şenocak, açıklamasında şunları söyledi: "Bilinmesi gerekir ki camiler arka bahçe değildir, imamlarımızda ne köle ne de uşaktır. İmamlarımız görevlerini eksiksiz olarak yerine getirmektedirler. Onların öncelikli görevi millete dini ve sosyal konularda rehberlik yapmak, ibadetlerini yapabilmelerini sağlamaktır. Dolayısıyla MHP'li vekil Işık'ın sarfetmiş olduğu sözler haddini aşan, cahillikten ileri gelen önyargılı sözlerdir. Hakaret, beddua ve iftira içeren bu sözleri kabul etmemiz mümkün değildir. Bu sözler aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da hedef almaktadır.
Öncelikle Işık Beyefendiye şunu hatırlatmak isteriz; Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütün müftülüklere gönderdiği bir genelge var. Bu genelge müftülükleri uyararak din görevlilerinin yaklaşan seçim nedeniyle siyasi faaliyetlerden uzak durmasını emretmektedir. 28 Mayıs'tan itibaren oy verme işleminin son gününe kadar dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekilde belirtilmiştir:
'Yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla açılış ve temel atma dahil törenler tertiplenmeyecek, konuşma yapılmayacak, demeç verilmeyecek ve bu iş ve hizmetler hakkında hiçbir vasıtayla yayın yapılmayacak.
-Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve adayların seçim propagandasıyla ilgili yapacakları gezilere hiçbir personelimiz katılmayacak. Ayrıca, protokol icabı olan karşılama ve uğurlama ile törenler yapılmayacak.Bu süre içinde denetimler sıklaştırılacak ve bu denetimlere müftüler de bizzat katılacak.'
Bu uyarı yazısından anlaşılması gereken, din görevlilerinin hiçbir siyasi faaliyette bulunamayacağıdır. Din görevlileri, hiçbir partinin sözcüsü ve imamı değildir. Dolayısıyla bütün din görevlilerini AK Parti'nin imamı gibi göstermeye çalışmak, özverili bir şekilde görevlerini yapan din görevlilerine haksızlıktır. Din görevlileri en zor şartlarda bile görevlerini yapmaktadır. En tehlikeli bölgelerde can güvenlikleri olmadan görevlerini yapan din görevlilerimizin hiç kimseden korkmadıklarının çok iyi bilinmesi gerekir. Öldürülen, darp edilen, hakaretlere maruz kalan, aşağılanan din görevlilerimize 'Allah aldığınız paraları huzur içerisinde yedirmesin' gibi anlamsız bir beddua da bulunmak gafilliktir. Bu sözleri sarfedenlerin nasıl bir psikoloji içinde olduklarını anlamak zor. 'AK Parti'den mi korkuyorsunuz, Allah'tan mı?' sözleri, bütün din görevlilerine hangi gözle baktıklarını gösteriyor. Bu sözler vicdan sınırlarını aşmakta ve din görevlilerimizi aşağılamaktadır.
Sayın Işık'ın soyadı gibi olması gerekirken etrafına karanlık saçtığını önce kendisinin sonra da milletin görmesi gerekir. 'İmam' diye aşağılamaya kalktığınız, iftira ve beddua ederek rencide ettiğiniz din görevlileri bu millete ışık olmaktadır. Hem uhrevi hem dünyevi yaşamlarına rehberlik ederek milleti aydınlatmaktadırlar.
Işık'a hatırlatmak isteriz; din görevlileri de seçme ve seçilme hakkı olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Sandık başında tercihlerini yaparak vatandaşlık hakkını kulllanacaklar, sonra da görevlerinin başına döneceklerdir. Sözleriniz haddini aşmış ve bütün din görevlilerini kapsayan bir küfür niteliğinde rencide etmiştir. Din görevlilerimize karşı özür borcunuz var. Bu nedenle sizi, bütün din görevlilerimiz başta olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığıı'ndan özür dilemeye davet ediyorum. Aksi halde iftiracı, yalancı ve rencide edici bir şahıs olarak tarihe geçeceksiniz. Din görevlileri üzerinden siyaset yapmaya kalkmayın. Bu sizin acziyetinizin göstergesidir. Din görevlilerine küfrederek değil, bölgenizin sorunlarıyla ilgili projelerle gündeme gelin. Bunu yapamıyorsanız Meclis çatısı altında zaten yeriniz olmayacaktır.
Din-Bir-Sen olarak, din görevlilerimiz üzerinden ucuz siyaset yapanlara cevabımız ağır olacaktır. Din görevlilerimizi aşağılamaya, rencide etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Buna izin vermeyiz. Bugüne kadar din görevlilerinin her zaman yanında olduk. Onların her türlü sorunlarını yüksek sesle dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz."
