Tesettür mü, Maddi Kaygılar mı?

Ahlâki yozlaşmanın yaygınlaşmasına ve manevi değerlerin yitirilmesine dikkat çekmek için yazılı bir basın açıklaması yapan Desk ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak; “Her geçen gün inancımızın gereği olan manevi değerlerimiz gözlerimizin önünde yok oluyor. Ve özellikle moda adı altında git gide yozlaşan tesettür kavramını acı bir şekilde sadece izlemekle yetiniyoruz” dedi.

Şenocak, maddeci bir anlayışın tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de büyük bir felakete sürüklemekte olduğuna dikkat çekerek; “Tanzimat sonrasında ortaya çıkan modernizm, başta dini değerlerimiz olmak üzere kültürümüzü, adetlerimizi yok ediyor.” Dedi.

“Her ne kadar görmek istemesekte değerlerimizi bir bir kaybediyoruz. Şayet bu gidişe ‘Dur’ demezsek bu ateşin hepimizi saracağına kuşku yoktur. ‘Ne yapacaksın? Dünyanın kuralı bu. Aman canım bu devirde bu da mı olur? Çok para kazanmalı, çok harcamalı. Bazen yalan da söyleyeceksin, bir yerlere gelmek için bu şart. Aman canım o daha genç!’ diyerek dünya nimetleri için nelerden vazgeçtiğimizin farkında mıyız?” diyen Şenocak, gençlerin dinden uzak bir şekilde sadece dünya hayatı, hırsları ile yetiştirilmesinin modernizmin bir oyunu olduğunu vurguladı.

Modernizmin her şeyi olduğu gibi tesettür anlayışını da tahrif ettiğini söyleyen Şenocak, “Sokaklarda niye başını örttüğünden habersiz birçok genç kızımız, moda adına oluşturulan giyim tarzları ile İslam’ın öngördüğü hicap anlayışından çok uzaklarda olduklarının bile farkında değiller. Rengârenk kıyafetler ve başörtüler, daracık kot pantolonlar, kısacık etekler, rujlar, rimeller, ojeler, hatta ve hatta göbeği açık kıyafetler. İşte tüm bunlar modernizmin bize dayatmalarıdır. Ve bu hayal dünyası gibi görünen yaşamın içinde gençlerimiz, kadınlarımız maalesef bu tür giyim tarzına her zaman bir kılıf bulup, bunun giyinme ile alakalı değil kalp temizliği ile olacağı söylemleri ile gözlerinin ne kadar kör olduklarını bir kez daha bizlere kanıtlıyorlar” dedi.

Şenocak, örtünmenin kesin şekli ile ilgili Nur süresi 31. Ayet-i Kerime’yi hatırlatarak “Ve mü'min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar (görünen el, yüz ve ayaklar) hariç, ziynetlerini açmasınlar. Ve başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler). Ve ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları (cariyeler) veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar. Ve gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tövbe edin! Umulur ki, böylece felâha eresiniz.”, bu kadar açık bir nas varken hala tesettür adı altında para kazanmanın ve moda fulyasının akımına kapılmanın mantığını anlamak mümkün değil, dedi.

Kendini tesettür firması olarak tanımlayan firmaların moda adı altında tasarladıkları kıyafet ve başörtülerin İslam’ın tesettür anlayışıyla bağdaşmadığını, dolayısıyla Müslümanların kapitalizm mantığı çerçevesinde bir pazar olarak görülmemesi gerektiğini belirten Şenocak, “Müslümanlar moda uğruna, maddi olarak sömürülürken manevi olarak da içleri boşaltılıyor. Tercih ettiğimiz Dünya, Allahın (c.c.) bize vaad ettiğinin yanında hiçbir anlam ifade etmez. Yaşantımızı ve yaptıklarımızı bu çerçevede bir kez daha gözden geçirmeliyiz.” dedi.

Şenocak, Peygamber Efendimizin (s.a.v.)’in bir hadis-i şerifini de hatırlatarak “Hür kadının, yüzünden ve iki eli ayasından başka, bütün bedeni avrettir" buyurması, bizim tesettür anlayışımızın temel prensibi olmalıdır. İslam’ın kadına bu kadar değer verip onu korumasına karşın bizlerin modernizim anlayışı tamamen kadının giyim anlayışını basitleştirmiş, yozlaştırmış ve sıradanlaştırmıştır, dedi.

Şenocak, modern hayat diye nitelendirdikleri yozlaşmış tesettüre rağmen hala okullarda, mezuniyet törenlerinde ve birçok kuruluşta başörtülü kızlarımızın rencide edilip hak ettikleri başarının onlara tevdi edilmemesi de dikkate şayan bir durumdur. Burada engel konulan başörtüsü mü, yoksa o gençlerin başarı dolu geleceklerinin baharında konulan ambargo mu? Bu konunun dikkatle irdelenmesi gerekir, dedi.

Şenocak, burada sadece kadınlarımızı ve kızlarımızı eleştirmek değil, objektif bakış acısı ile var olan durumu tahlil etmektir. Bu vesile ile erkeklerimizin de tesettür anlayışını sorgulamamız gerekir.

Onlarda İslami çizginin dışında dar pantolonlar ve gömlekler, erkeğe yakışmayacak renka renk kıyafetler ve en vahim olanı entel yada metruseksüel olmak için kendilerini kadın gibi yapan bakım anlayışlarıdır, dedi.

Şenocak, yazılı basın açıklamasını şöyle tamamladı; Ülkemizde ve dünyada tesettür adı altında maddi kaygılar ve modernizim anlayışı ile birlikte İslam’ın ön gördüğü örtünme ve tesettür anlayışı yozlaşarak istenmeyen ve hoş görünmeyen durumlara doğru gitmektedir. Bu vesile ile Müslüman erkek ve Müslüman kadınlar günümüz dünyasında çok önemli sorumluluk ve bilinç içerisinde olmalıdırlar. Bu hissiyat ve yükümlülük ne kadar çok ise ödülünün de o kadar büyük olacağı hatırlanmalı ve bir an evvel dini hassasiyetimizi yeniden kuşanmamız gerektiğini ifade etti.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Menü
 
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
İletişim
Bize Ulaşın
0312 232 70 20
[email protected]
Din-Bir-Sen | Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (GMK Bulvarı) No:39 / 20-21
Maltepe Çankaya / Ankara
Tel :+90 312 232 70 20
Fax :+90 312 232 70 21
Gsm:+90 530 505 63 36

[email protected]

 

Vergi Dairesi : Mithatpaşa V.D.        Vergi Numarası : 879 062 1718
IBAN NO : TR56 0001 0004 7152 5286 9150 01


 

© 2012 Tüm Hakları Saklıdır
Tasarım & Yazılım :
Networkbil.net